Kadın Mülki İdare Amirleri, "Kadına yönelik şiddetin önlenmesine" ilişkin olarak basın açıklaması düzenledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile bakanlıkta bir programda bir araya gelen Kadın Mülki İdare Amirleri, programın ardından İçişleri Bakanlığında, "Kadına yönelik şiddetin önlenmesine" ilişkin basın açıklaması düzenledi. Kadın Mülki İdare Amirleri adına belirlenen ortak bildiriyi Ankara Gölbaşı Kaymakamı Tülay Baydar Bilgihan okudu.

Son aylarda yaşanan kadına ve aileye dönük şiddet olaylarına değinen Gölbaşı Kaymakamı Tülay Baydar Bilgihan, "Hepinizin bildiği ve takip ettiği gibi, ülke gündemimizde özellikle son aylarda yaşanan kadına ve aileye dönük şiddet olayları; bu olayların oluşturduğu üzüntü ve kamu vicdanında açtığı yaralar sükunetin söz konusu olamayacağı bu meselede kadın mülki idare amirleri olarak bizlerin de söz söyleme gereğini ortaya koymuştur. Kadına ve aileye yönelik şiddet konusunda, sadece sınırlarımız içinde değil, etrafımızda ve uzak coğrafyalarda da gelişmişlik seviyelerinden bağımsız olarak, endişe verici gelişmeler yaşanmaktadır. Gerek küresel göç ve terörün yol açtığı hadiselerde olsun, gerekse gelişmiş batı toplumlarında ve şehir hayatlarında olsun, bu tür olayların artan bir ivmeyle yaşanıyor olması, tüm dünyaya ciddi bir sorumluluk yüklemektedir. Bu itibarla sorunun kaynağına ilişkin doğru tespitlerimiz, kararlı mevzuat ve icra adımlarımız olmalıdır. Hepsinden önemlisi, sorunu çözme iradesi dışında meseleyi başka alanlara çekmeden ve istismar etmeden, sonuç odaklı bir yaklaşım ortaya koyulmalıdır" ifadelerini kullandı.

"Kadına ve aileye yönelik şiddet, bütün dünyada var olan bir mesele"

Türkiye’nin özellikle 21. yüzyılın başından itibaren aile içi ve kadına yönelik şiddet noktasında önemli adımlar attığını ifade eden Bilgihan, şunları kaydetti:

"Türkiye bugüne kadar özellikle 21. yüzyılın başından itibaren aile içi ve kadına dönük şiddet noktasında önemli adımlar atmıştır. Farklı kanun ve yönetmeliklerde yapılan pek çok değişikliğin yanı sıra özellikle 2012 yılında yürürlüğe giren ’Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun’ bu konuda bir çatı görevi görmektedir. Yine 2012 yılında ’Kadına yönelik şiddetle mücadele ulusal eylem planı’ yürürlüğe girmiştir. Ayrıca aile mahkemeleri kurulması, Türk Ceza Kanununda kadına yönelik şiddeti ve ayrımcılığı önleme yönünde yapılan pek çok düzenlemenin her birinin, kendi adına olumlu sonuçları olmuştur. Kolluk boyutunda ise bir yandan bu konuyla ilgili görev yapan personelimize verilen eğitimlerin arttırılması, diğer yandan bir panik butonu işlevi gören KADES uygulaması gibi yenilikler de hem müdahale sayılarını yukarıya çekmiş, hem de bu konuda bir teyakkuz halinin oluşmasını temin etmiştir. Bunun yanı sıra; bu yıl içinde Sağlık, Adalet, Milli Eğitim, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler, İçişleri Bakanlıkları ve Diyanet İşleri Başkanlığının katılımıyla ’Kadına yönelik şiddet izleme komitesi’nin oluşturulması; bu komite arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla 2020-2021 yıllarını kapsayan 75 maddelik bir koordinasyon planı oluşturulması; 100’ün üstünde kaymakam arkadaşımızın bu konuda ayrıca eğitim almış olması ve halen bu eğitimlerin devam etmesi; konuyla ilgili dört bakanlığın ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokol; 250 bin kolluk personelinin aile içi ve kadına dönük şiddeti önleme konusunda eğitim alması gibi güncel adımlarımız da söz konusudur. Az önce de ifade ettiğim gibi kadına ve aileye yönelik şiddet, ne yazık ki bütün dünyada var olan bir meseledir ve her ülke kendine ait sosyolojik dinamikleri çerçevesinde buna dönük bir mücadele ortaya koymaktadır. Türkiye’de Vali, Vali Yardımcısı ve Kaymakamlık görevlerini ifa eden 63 Mülki İdare Amiri kadın olarak, kadına şiddet meselesinin hem doğal tarafıyız hem de konunun devlet sorumluluğunu taşıyoruz."

"Sıfır şiddete ulaşana kadar işin gereğini yerine getirme konusunda kararlıyız"

Üstlendikleri tüm sorumluluklar gibi "Kadına Şiddet" konusunun da takipçisi olacaklarını belirten Bilgihan, "Üstlendiğimiz tüm sorumluluklarda olduğu gibi bu meselenin de takipçisiyiz ve sıfır şiddete ulaşana kadar işin gereğini yerine getirme konusunda kararlıyız. Bu mücadelede her şeyden önce medeniyetimize güveniyoruz. Geleneklerimizin, inancımızın, değerlerimizin bize söylediklerine, 2200 yıllık devlet geleneğimize inanıyor ve Hayme analardan, Nene hatunlardan, metanet abidesi şehit annelerinden ilham alıyoruz. Türkiye 21.yüzyılın başından itibaren pek çok meselesini hem doğru politikalarla hem de medeniyet birikiminden aldığı güçle çözmüştür. Bu konuda da güncel gelişmeleri dikkatle ve hassasiyetle takip eden ama paniğe kapılmayan; sorumluluklarına sahip çıkan, gelişigüzel değil doğru refleksler üreten bir anlayışla; meselenin kendi mecrasından çıkarılmasına da müsaade etmeden, kısa zamanda sonuç alacağımıza inanıyoruz. Türkiye’de kadın, hayatın sadece bir veya birkaç noktasında değildir. Türkiye’de kadın, hayatın her noktasındadır. Yönetim noktasında da, çalışma hayatında da, elbette ki aile hayatında da varız. Dün defnettiğimiz şehidimiz Jandarma Astsubay Esma Çevik ve diğer kardeşlerimiz gibi vatan müdafaasında da varız. Önümüzdeki süreçte atacağımız yeni ve kararlı adımlarla, inşallah 2020 yılında bu konuda çok daha olumlu bir netice elde etmiş olarak milletimizin karşısında olacağımıza inanıyoruz" şeklinde konuştu.