Kadın olmanın “Süper GÜÇ” olmakla eş değer tutulduğu zamanlardan geçiyoruz. Kozmetik firmaları ve Kapitalizm el ele kadın üzerinden güç gösterisi yaparken buna kadını da dahil edince ortaya seyirlik ve gülmelik manzaralar çıkıyor.

Bu güç gösterisinde de silah olarak kullanılan reklamlar, filmler ve kitaplar aracılığı ile “bir kadın hem güzel hem fit hem hamarat hem titiz hem şefkatli hem çalışkan hem iyi meslek sahibi olmalı!” hedefi konuluyor kadınların önüne.

Reklamları açıyorsun kusursuz kadınlar kusursuz tasarımları tanıtıyor. Dondurma ısırırken “haz peşinde” olan kadının çıkardığı o sese ancak salatalık ısırırken ulaşabilen yurdum kadını, ayarları ile oynanınca bi delleniyor tabi. Ayarı bozulunca da soluğu güzellik merkezlerinin kapısında alıyor.

Kapitalizm Ve Kozmetik Firmalarına Göre İdeal Kadın Nasıl Olmalı?

Önümüze konan idealler hokka burun, fındık gibi ağız, ceylan gibi gözler, alımlı bakışlar, dolgun saçlar olunca estetik merkezlerinin önünde uzun kuyruklar oluşturduk da kimse tornadan çıkmış gibi birbirine benzeyen alık bakışlı kadınlar olabileceğimizi ön göremedi sanırım.

Seksenlerde etli butlu olacaksın, ikibinlerde 90-60-90 ve şimdiler de 0 beden değilsen şansın hiç yok. Önünüze konan, ulaşmanız istenen, ulaşamazsan aşağılandığın dalga geçildiğin çok tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Bundan 200 yıl önce zayıf kadının yüzüne bakılmazken hastalıklı diye, şimdilerde 42 bedenden fazlaysan insan muamelesi göremiyorsun.

Dolgun göğüslerin ve dolgun kalçaların olacak ama bi zahmet ince belinde olmalı. O yüzden kaburga aldırma operasyonunun altına mutlaka yatman gerekli. Estetik sektörü aç mı kalsın? Bacaklarının uzun olması yetmez varis ya da selülit varsa geçmiş olsun. Eda Taşpınar at kılı fırçası kullanıyormuş parası neyse vermeli bi denemeli.

Bütün bunlara sahip olup üstüne de üç dört çocuk doğurabilmelisin. Ama lütfen hamileyken çatlayan karın ve bacak istemiyor sektör. Hiç bir yerin sarkmamalı. Çocuklara kahvaltıda patates kızartan anne olup tadına bakmayacak kadar da irade sahibi olmalısın. Kilo eşittir iradesiz tembel kadın demek aman bu etiketi yapıştırma kendine. Senin için “vay arkadaş hiç üç çocuk doğurmuş kadın gibi değil” dedirtebilmelisin.

Eğitimli olmalısın ama aynı zamanda çocuk bakabildiğin, cam silebildiğin, yemek yapabildiğin gibi iş yerinde de en başarılı sen olmalısın. Bütün bunları aynı anda yapabilmeli akşam kocanı temiz ve güzel karşılarken yüzünden de gülücüğü eksik etmemelisin.

Mükemmel sofralar kurabilmeli makarna ile geçiştirdiğin gün kendini yetersiz eksik hissetmelisin. İnstagrama konmuş “#sunum” etiketli bir sofran yoksa elalemin içinde ben de kadınım diye gezmemelisin. Herkes hergün ailesine mantı açıyor yaprak sarıyor zannedip kendi kendine enerjini tüketmeli böyle böyle depresyona girip ilaç firmalarını zengin etmelisin.

Masallar İle Sadece Çocukken Uyutulmadık

Batı’nın önümüze koyduğu “alın bunları okuyun biraz bizden edebiyat öğrenin hayvanlar” diye gözümüze gözümüze soktuğu dünya masalları ile başladı aslında bu süreç.

Rapunzel’den Külkedisine, Pamuk Prenses’ten Uyuyan Güzel’e hayattaki tek gayesi zengin yakışıklı prens tavlamak olan kadın figürü modern zaman kadınlarının ayarları ile oynadı gibi. “İyi kadınların hepsi çok güzeldir eğer bir kadın çirkinse kesin kötü kalplidir” algısı masalar yolu ile çocuk yaştan itibaren empoze edilince, kadınlar iç çirkinliklerini badana yaparak kapatacaklarını zannettiler belkide…

Yaşlanmış ve buruşmuş kadınların mutlaka kötülük yaptığı masallar “tonton nine” algılarımıza yapılmış en büyük tecavüzdü aslında. Oysa yaşlı erkekler hakkında böyle bir algı operasyonu hiç yürütülmedi.

Neden kadınlar üzerinden gidiyor bu Süper GÜÇ operasyonu?

Bugün dünyada sadece Loreal’in yıllık cirosu 100 milyar dolar. Bunun 12 milyar dolarını Türkiye’de kazanıyorlar.

Yani...