Uzun yıllardır kariyerine Dijital Göçebe olarak devam eden İsmail Çiydem, yaptığı çalışmalarla son dönemde ön plana çıkmayı başardı. Ülkemizde maalesef nadir bulunana fotoğraf sanatçıları arasında gerek hayata bakış açısı gerekse çalışmalarındaki kreatif düzen ile pek çok insanın mercek altına aldığı bir sanatçı Çiydem.

19 yaşında başladığı dijital göçebeliğe halen devam etmekte ve bu seyahatleri sırasında çektiği fotoğrafları sosyal medyada paylaşmaktadır. Ancak bu fotoğrafları nasıl çektiğini, bir fotoğrafın sanatsal değere layık olabilmesi için taşıması gereken özellikleri paylaşmamıştır. Biz de sanatsal değer taşıyan bir fotoğrafın ortaya çıkma sürecini kendisiyle konuşarak bazı tüyolar aldık. Bu işi yapmayı düşünen ve ya yeni başlamış olanlara oldukça faydalı olduğuna inandığımız bilgileri de sizinle paylaştık. Peki, İsmail Çiydem kimdir?

İsmail Çiydem, 19 yaşında başladığı kariyerinde emin adımlarla ilerleyen 24 yaşında bir fotoğraf sanatçısıdır. İlk defa çıktığı Avrupa gezisinde Stu Larsen ile karşılaştıktan sonra Digital Nomad (Dijital Göçebe) olarak hayatına devam etmeye karar vermiş. Yine arkadaşı Stu sayesinde ise dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Jarrard Seng’le tanışmıştır. Jarrard, Çiydem için güçlü bir ilham kaynağı olmuştur. Onunla tanıştığı için çok şanslı olduğunu ifade eden genç sanatçı, Jarrard’ın harika bir sanatçı olduğunu düşünüyor. Hatta bugünkü eserlerinde yer alan kreatif bakış açısında dahi Jarrard’ın etkileri görülmektedir.

Çiydem’in eserlerini sosyal medya aracılığı ile herkesle paylaşması sayesinde de hesapları adeta 24 saat açık bir galeri haline gelmiştir. Bu eserler fotoğraf sanatı konusunda otorite kabul edilen isimler tarafından da beğenilmekte ve takip edilmektedir. Her bir fotoğrafında yer alan eşsiz dokunuşları ile fotoğrafçılığın gerçekten bir sanat olduğuna vurgu yapıyor adeta.

Sanat Değeri Taşıyan Fotoğraflar Çekmek Nasıl Mümkün Olur?

İsmail Çiydem, “Sanatın her alanında olduğu gibi fotoğraf sanatında da ilham ve sanatsal bakış açısı çok önemli, hatta her şey diyebilirim. Sanatsal bakış açısı ile bakan biri herkesin gördüğü gibi görmez. Çünkü sadece bakmak değildir mesele, düşünmek ve anlam yüklemek fotoğrafın dinamizmini bambaşka boyuta taşır. Herkes aynı şeyi görüyor ama birbirlerinden farklı düşündükleri için farklı fotoğraflar ortaya çıkıyor. Bu yüzden herkesin çektiği fotoğraflardan farklı kareler ortaya çıkar. Bazen binlerce sayfada anlatılamayacak bir duyguyu, hikâyeyi, olguyu tek bir fotoğraf karesi anlatabilir. Önemli olan kreatif kompozisyonu yakalayabilmek ve bunu o karede yansıtabilmektir. Küçük detaylar tüm dengeleri bozabilir. Bazen fotoğrafın en önemli parçası, içinde yer alan küçük bir detaydır. Yapbozun bile ne kadar küçük olursa olsun bir parçasını çıkardığınızda bütünlük bozulur, demek istediğim detaylı ve ince düşünmeli insan. İşinde çok başarılı sanatçılarla bir arada bulundum, onlarda gözlemlediğim ortak özellik hepsinin inanılmaz hassas ve ince ruhlara sahip olmalarıydı. Çoğunda anksiyete vardı, bence derin bir ruha sahip olmak tüm teknik bilgilerin çok ötesinde. Herkes teknik detayların içinde boğuluyor. Teknik elbette önemli, ama asla her şey değil.” şeklindeki açıklamalarıyla fotoğraf sanatına dair sırlardan birini de vermekten çekinmedi. Başarılı sanatçının sosyal medyada paylaştığı fotoğraf arşivine göz atmak bile, sanatsal zekâsına dair ipuçlarını vermektedir.