Ankara’da bir araya gelen Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) üyeleri, Pursaklar’da bir lisede öğrencisi tarafından bıçaklanan müdür yardımcısı için basın açıklaması düzenledi. Saldırının meydana geldiği okulun önünde toplanan grup, eeğitimde şiddetin son bulmasını talep etti.

Pursaklar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi müdür yardımcısı Sadettin Dinçer (55), öğrencisi R.U.’yu (17) okulda elektronik sigara ile yakalayarak ailesine haber verdi. Bunun üzerine öğretmenine kin besleyen R.U., pusu kurduğu Dinçer’i bacağından bıçakladı. Dinçer, hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edilirken, saldırgan öğrenci ise yakalanarak gözaltına alındı. Son zamanlarda artan öğretmen şiddeti olaylarına dikkat çekmek isteyen Eğitim-Bir-Sen yetkilileri ise saldırının olduğu lise önünde bir araya gelerek duruma tepki gösterdi. Ellerinde pankartlarla birlikte slogan atan grup, hep bir ağızdan eğitimde şiddetin son bulmasını talep etti. Grup adına açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Ankara 8 Numaralı Şube Başkanı Güngör Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:

100 bin öğrenci için İBB burs başvuruları başladı! 100 bin öğrenci için İBB burs başvuruları başladı!

“Eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin genel ve yaygın bir görünüm arz etmesi, psikolojik ve sosyolojik kökenleri olan toplumsal bir sorun hâline geldiğini göstermektedir. Şiddeti önleyecek önemli bir aktör olması gereken eğitimciler, maalesef şiddetin mağduru durumuna gelmiştir. Eğitimcinin itibarını artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri almak zorundayız. Eğitimci, şiddete karşı yasal güvenceyle korunan, kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir enstrüman olmalıdır. Mevcut düzenlemelerin caydırıcı olmadığı, bilakis şiddeti beslediği artık görülmelidir. Sorun üreten bir sistem çare olamaz. Yapılması gereken, medeniyet değerlerimizi merkeze alan bir kültür seferberliğine ve eğitim programına geçmektir. Şu da bilinmelidir ki bir tek sebebi ve kaynağı olmayan şiddet, ancak topyekûn bir duyarlılık ve bilinçle önlenebilir. Varlık ve medeniyet iddiamızı sürdürmek istiyorsak, bu seferberliği başlatmaya ve başarmaya mecburuz, yoksa pırıl pırıl olması gereken kalplerine attığımız karanlık kördüğümlerle hem çocuklarımıza şiddet uygulamış hem de onları şiddete yönlendirmiş olacağız. Eğitim merkezli düzenlemeler ciddi bir duyarlılık ve sorumlulukla yeniden tanzim edilmelidir. Öğretmenlik mesleğine itibar kazandırılmalı, eğitim çalışanlarımız saldırılara açık, korumasız, korunaksız, güvensiz bırakılmamalıdır. Çocuklarımızı, umudumuzu, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz her bakımdan korunmalı, etkinleştirilmelidir. Bu kapsamda, değerler eğitimi, aileyi de içine alacak şekilde ve sosyal çevrenin öğrenci üzerindeki muhtemel negatif etkilerinden arındıracak kapsamda yeniden ele alınmalıdır.”