Kut'ül Amare kibirli İngilizlerin hiç hatırlamak istemedikleri bir savaştır.

Kendilerini en güçlü gördükleri bir zamanda Osmanlı karşısında aldıkları bu zillet dolu yenilgi,
Onların karizmasını yerle bir eden, kimyasını bozan bir yenilgidir.

CHP elitlerinin İngiliz sevdası bu günkü bir mesele değildir. Yüz yıldan fazla bir geçmişi var.

Abdulhamid Han'dan nefret eden İngiliz muhibbi Jöntürk'lerin, jakoben züppelerin batılılara özellikle de İngilizler'e yaptıkları gönüllü uşaklığı nerelere vardırdıklarını anlatan, yine Jöntürk'lerin içinden çıkmış birisi.

Osmanlı aydınları içinde Batı hayranı, İngiliz sevdalısı bir grubun çıkarttığı Servet-i Fünun dergisinin kurucusu ve baş yazarı Ahmet İhsan (1868-1942) 1931 yılında yayınlanan "Matbuat hatıralarım" adlı eserinde anlatıyor.

"1908 inkılâbında aydınların ruhunda derin bir İngiliz sevgisi vardı ve bu o kadar yüksekti ki 1908 temmuzunun 23'ünde İstanbul'da bulunmayan İngiliz elçisi Malett şehrimize döndüğü zaman, Sirkeci istasyonunu baştanbaşa doldurmuştuk. Elçiyi candan ve gönülden alkışlıyorduk. Sonunda coşkun gençler Elçinin arabasını çeken atları söktüler, arabayı kendi kollarıyla çektilerdi."

Aynı olayı Jön Türkler'in meşhur paşası Midhat Paşa'nın oğlu Ali Haydar Midhat "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e hatıralarım" adlı eserinde aynıyla nakleder.

Bu gün Kutul Amare zaferimizden rahatsız olan, Müslüman Türk'ün tarihine kin duyan, sürekli etrafa Erdoğan nefreti pompalayan CHP yöneticileri; dün Abdulhamid Han'dan nefret eden ve fakat İngiliz elçisinin arabasına at olan sefillerin tohumlarıdır.

***

Türkiye'yi ABD'ye teslim eden ve örtülü bir sömürge haline getiren ve müstemleke valisi olmayı kabullenen İnönü'nün yardımcısı Kasım Gülek'in piyasaya sürdüğü ve 40 yıl boyunca Müslüman rolü yapan Ermeni bir babanın ve sebatayist Yahudi bir annenin oğlu olan Fetoşyan Pensilvanya'da ki ihanet üssünden mankurtlarını yeni hedeflere yönlendiriyor.

Aslında bir CIA operasyonu, belki de CIA tarihinde son elli yılın en kapsamlı projesiydi FETÖ.

Sadece bir casusluk şebekesi değil, bütün İslam alemini ters köşeye yatıracak bir projeydi.

Vatikanın, Siyonistlerin ve batılı sömürgecilerin ortaklaşa yürüttüğü bu projenin gerçekleşmesi halinde;
Kontrolü Haçlı ve Siyonist ittifakın elinde olan bir İslam kumanda merkezi oluşacak ve başında Fetoşyan ve onun 1 dolarlık mankurtları yer alacaktı.

Bu kuklaların ipini tutan Haçlı ve Siyonist ittifakın emeli, İslamı ve Müslümanları önce iğdiş edip, sonra dünyanın huzurunu kaçıran bir topluluk olarak lanse edip, sonrada yeryüzünden silmek. Bunu yaparken de İslam dünyasının en saygın kurumlarını yöneterek Müslümanların kendi kendilerini yok etmelerini sağlamak.

İslamın en kutsal yurdu Mekke ve Medine'yi yönetenleri ele geçirip, Kudüs'ü Siyonistlerin ve Haçlıların vatanı haline getirmek.

İslam halifesinin son vatanı olan Türkiyeden Haçlıların ve Siyonistlerin emrinde bir halife çıkartıp, Müslüman halkların birbirini yok etmesine zemin hazırlamak.

Fetö hareketi ve PKK hep bu amaca hizmet etmek için kuruldu.

15 Temmuzda ağır darbe aldı fetö, fetö'nün güvenlik güçleri ve istihbarat örgütleri ve ordumuz içindeki elleri kolları kırılınca PKK ile mücadelede inanılmaz mesafeler alındı.

Çünkü Fetö'nün PKK'ye içeriden desteği kesildi.

Fetö'den ve PKK'den sahipleri vazgeçmek istemiyor. 40 yıldır verilen emeğin,harcanan paranın boşa gitmesini içlerine sindiremiyorlar.

O yüzden Fetö'yü de PKK'yı da yeniden güçlendirmek için yoğun bir gayret içinde küresel güçler. Vatansever ahali bu iki örgüte karşı çok dikkatli, uyanık olmalı.

Devlet güçlerinin verdiği mücadelenin istenilen sonucu alması için toplumsal bir dikkat ve destek elzemdir.