Evangelistler:
- Pastör bırakılmazsa Türkiye'ye ekonomik yaptırım uygularız.
Türkiye:
- Hadi lan oradan.
Trump:
- Yav gözünüzün yağını yiyeyim. Bırakın şu Brunson'u, evangelistler ocağıma incir ağacı dikecek. 
Türkiye:
- İncir bizde çok. Ne kadar istiyorsun? 
- Yav durum ciddi.
- Başkan Erdoğan'a kalsa sana zırnık vermez bak, al şu bir çuval incirle idare et.
...

Hz. Ömer'in yanında birini methediyorlardı. Sordu: "Onunla yolculuk, komşuluk ve ticaret yapan var mı?"
"Yok"
"Kuran okurken, namaz kılarken gördüğünüz biri onu tanımanıza yetmez. Allah Rasulünden böyle öğrendik."

ABD ile ilişkilerimizde bunların hepsini yaptık. Hatta uzun soluklu bir zaman dilimi boyunca, dostane ve fedakarane bir biçimde neyi nasıl isterlerse o şekilde yolculuğumuz, komşuluğumuz ve ticaretimiz oldu. Bir çok üründe bize hala kota uygulanıyor ve hiç sesimizin çıktığı da olmadı. Ticarette bizden yana olan mantık hep 'yeter ki satalım da, nasıl satarsak satalım' şeklinde oldu.

En barışçıl şartlarda bile olsa dış ticaret, saygı duyulması gereken ciddi bir mücadele ve savaştır. Herhangi bir ürünün kaynaktan tedarik veya üretimden itibaren, yüzlerce şirketle rekabeti içeren şartlarda fiyatını belirleyerek, banka akreditasyonları ve teslimat sonucunda düzgün bir ticaret yapmak öyle basit ve sıradan bir iş değildir. Alım satım yapan ülkelerin gümrük kanunları, özel ürün kanunları, muafiyetler, vergiler, teminatlar ve ticarette kullanılacak olan kara, deniz veya havayolu mevzuatı hepsi ayrı ayrı birer özel meseledir.

Uluslararası ticaret, ülkelerin geleceğini tüm faaliyetlerden daha fazla yapılandırır. Ve ticaret kaşılıklı rıza ile olur. (Nisa, 29)

ABD ile ticaretimize bakarsak...

ABD, Türkiye'nin en önemli beşinci büyük ihracat ülkesi... Karşı taraftan baktığımızda biz 28. sıradayız.

Son 8 ayda ABD'ye 3.2 milyar dolarlık ihracat yaptık. İthalatımız ise 5,1 milyar dolar... 1,9 milyarlık bir açığımız var. Ama bu açık daha karlı, gizli ve kapalı (?!) bir şekilde, kota nedeniyle İsrail üzerinden yapılan ihracat ile kapatılıyor. İsrail ile ticarstimizde tam 1,9 milyar dolar fazlamız var.

İsrail'den en fazla yüksek teknoloji ve hurma alıyoruz. Satış? Her şeyden biraz. Tekstil başta.

ABD'ye en fazla traktör parçası, bakır, çelik ve plastik ürünleri satıyoruz. Karşılığında yüksek teknoloji ürünleri yanında pamuk ve soya fasulyesi alıyoruz.

Tabii F35 ve Skorsky helikopter gibi kalem rakamları buna dahil oluyor, olacak.

Ayrıca, son 15 yılda bizim bazı çok vatansever zenginlerimizden bazıları ABD'ye 11 milyar dolar doğrudan yatırım yapmış. Onların bize bu tür doğrudan yatırımı ise 4 milyar dolar.

İlan ediyor, duyuruyorum.

ABD ekonomisi batakta... Bunu gizleme yoları var, uyguluyor ve bu konuda oldukça da başarılı. Para ipek yolu güzergahına kaçıyor. Yaklaşık ve ortalama 19 trilyon dolar gelire rağmen, 22 trilyon dolar gideri var. Bu açık tam üç tane Türkiye ediyor. Kongre askeri harcamaları onaylamıyor. Dolayısı ile Trump, evangelistler ile anlaşma yaptı... Onların kapalı korumacı politikasını uygulamaya başladı.

Evangelistler ise Pastör Brunson'u da istiyorlar. Biliyorlar ki, ajanlarına sahip çıkmazlarsa, dünyanın öbür ucuna gönderecek başka becerikli ajan bulmaları zorlaşacak. Meselenin bir önemli yanı da bu...

ABD çok başlı dev şirketlerin kontrolünde... Hatta NASA ve CIA gibi stratejik kurumlar bile artık IBM, google, Intel, Apple ve arkalarındaki dev finans kurumlarının kontrolünde çalışma yapıyor. Bu yöndeki ABD'nin dünyayı haraca bağlaması ve küresel şirketlerin de paylaşım ekonomisi büyüyerek bir süre daha devam edeceğe benziyor.

Taaa ki, paylaşımda anlaşmazlık çıkıncaya kadar... Bunun ilk işaretleri google ve peşinden facebook cezaları ile ortaya çıktı. Bilişim şirketleri çok önemli çünkü muhtemelen 5 yıla kalmayacak bir zamanda haddinden fazla bilgiye sahip olacaklar. Kendi kayıtlarında olmayan yasadışı bilgilerden söz ediyorum. Kuantum teknolojisi ile sahip olunacak olan gücün getirdiği bilgi...

Türkiye olarak bu gelişmenin neresindeyiz? Çalışmalar var ama neler yapılabilir? Bilmiyorum, bilemiyorum. Bilgi çağında müthiş bir bilgisizlik de yaşıyoruz. Şu var ki, cahilliğimizin sınırsız, bildiklerimizin sınırlı olduğu bir durumu kabul etmeden ileri adım atmamız zor olacak.

Çok çalışmamız gerek. Nisa Suresi 162. Ayet bakın ne diyor?

"...onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz."

İlimde derinleşmek... Kuantum bu belki de. ABD ve küresel şeytanilere karşı başarılı olmak için ilimde derinlik gerekli... Kuantum derinlik demek. Ayet orada, peki ya biz neredeyiz?

Selam ve dua ile.