Mersin’de yaşayan 3 çocuklu Zehra ve İsa Şerbetçi çifti, ehliyet almak için başladıkları okuma-yazma kursunda gösterdikleri azimle herkesin takdirini topluyor. Okuma-yazma bilmedikleri için sürekli akrabaları tarafından dalga konusu olduklarını söyleyen çift, 4 ay gibi kısa bir sürede okuma-yazmayı öğrendi. Kendileri gibi olan herkesi okuma-yazma öğrenmeye çağıran Şerbetçi çiftti, öğrenmenin yaşının olmadığı mesajını verdiler.

Mersin’in merkez Akdeniz ilçesinde yaşayan 3 çocuklu Zehra (33) ve İsa Şerbetçi (43) çifti, herkese örnek oldu. Uzun yıllar okuma-yazmayı öğrenmeyi hayal eden ancak bir türlü kursa gidemeyen Şerbetçi çiftçi, ehliyet alma umuduyla kursa gitmeye karar verdi. Bu çerçevede Akdeniz Belediyesinin Özgürlük Mahallesi’nde bulunan Kültür ve Sanat Evindeki okuma-yazma kursuna başlayan çift, gösterdikleri azimle kısa sürede okuma yazmayı öğrendi. Hayallerine yıllar sonra kavuşan çift, kendileri gibi olan herkesi okuma-yazma öğrenmeye davet etti. Bölgede bir ilk olan çifti hem tebrik etmek hem de kutlamak için kurs merkezini ziyaret eden Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak’ta kursiyerlerle sohbet etti.

"Okumak çok güzel bir şey"

Yaşadıkları mutluluğu İHA muhabirine anlatan Zehra Şerbetçi, okuma-yazma fikrinin eşinden çıktığını belirterek, “Eşim ehliyet sınavına girmemiz için okuma-yazmayı öğrenmemiz gerektiğini söyledi. Bende hadi gidelim dedim. Buradaki hocalarımızla görüştük, onlarda gelmemizi söylediler. 3-4 aydır kursa geliyoruz. Çok şükür okumayı, yazmayı bayağı öğrendik. Daha önceden çok zorluk çekiyorduk. Telefondan birini arayamıyordum, başkasından yardım istiyordum. Bir yere giderken insanlara sormaktan bıkmıştım. Böyle bir imkan olunca geldik ve çok iyi oldu. Şimdi bir yere giderken kimseye sormadan gidebiliyorum. Bu duygu çok güzel bir şey. Benim gibi insanlara da çağrım, evde oturmaktansa bence böyle yerlere gelsinler. Okuma-yazmayı öğrenmek bile insana yetiyor. Yeni arkadaşlar ediniyorsun. Bizimle birlikte çocuklarımızda geliyor, burada onlarda etkinliklere katılıyorlar. Okuma-yazmayı öğrencince artık evde çocuklar ders çalışırken bir yanlış yaptıklarında, yanlış yaptın diyorum hemen. Oda ‘anne benden daha hızlı öğrenmişsin’ diyor. O bile beni mutlu ediyor. İmkansızlıklardan dolayı maalesef bu yaşa kadar okuyamadım. Okumak çok güzel bir şey. Birde aileden herkes okumuş, bir tek ben okumamıştım. Onlar okumuşken, bende okumalıyım dedim. Eksiden bana mesaj atmıyorlardı, şimdi atıyorlar” diye konuştu.

"Kendimi kuş gibi hissediyorum"

İsa Şerbetçi ise bir tanıdıklarının sayesinde burada eğitim almaya başladıklarını ifade ederek, “Buraya geldik ve kursa başladık. İyi ki başlamışız, çünkü çok iyi oldu. Okuma-yazma bilmediğim için kendi akrabalarım bile benimle dalga geçiyorlardı. Tabi bizim eski şartlarda okuma-yazma şansımız yoktu. Şimdi devletimizden Allah razı olsun ki, bütün imkanları sağlıyor. Bizim önceden böyle imkanlarımız yoktu. Şu anda okuma-yazmayı öğrendik. Şimdi kendimi kuş gibi hissediyorum. Bir yere gittiğim zaman artık burası neresi, ben şuraya gideceğim, şuraya nasıl gidebilirim diye sormuyorum, kendim bulabiliyorum. O dalga geçenlere inat buraya geldim. Çünkü buna mecburduk. Okumanın yaşı yoktur. Okuduğun zaman muhakkak bir şeyler kazanırsın. Bizde kendimize böyle bir hedef belirledik ve o hedefi de çok şükür geçtik. Bizim gibi insanlar da bu tür kurslara gelsinler. Çocuklarımın da eğitimine önem veriyoruz. Biz cahil kalmışız ama herkes okumalı” dedi.

Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak da bölgedeki eğitim oranının düşük olduğunu kaydetti. Bu konuyla ilgili göreve gelir gelmez Milli Eğitim Bakanlığının koordinasyonunda kendi imkanlarıyla çalışmalar yaptıklarının altını çizen Gültak, “Kendi binalarımızı elden geçirdik. Bazı yerlere yeni binalar yaptık. Bu bölgede özellikle kadınlarımıza, gençlerimize yönelik projeler yaptık. Özgürlük Mahallesi’ndeki yerde bunlardan bir tanesi. Halk Eğitim Müdürlüğü ile yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda burada okuma-yazma kursları veriyoruz, dikiş-nakış kursu, çocuklarımıza yönelik etüt merkezi olarak kullanıyoruz. Bunlar gibi çok sayıda kursları aslında bu kültür sanat evlerimizde veriyoruz" ifadelerini kullandı.

"İkisi de okuma-yazma noktasında hızla ilerliyorlar"

Okuma-yazma kurslarında bazen güzel sürprizlerle karşılaştıklarını da belirten Gültak, şöyle devam etti; "İşte bunlardan birisi de İsa ve Zehra çifti. Yıllar sonra sınıf ortamını ve okul ortamını görüyorlar. İsa bey bir tık daha önde gözüküyor ama Zehra hanım da ona yetişiyor. Birbirleri arasında güzel bir rekabette var. İkisi de okuma-yazma noktasında hızla ilerliyorlar. Dolayısıyla burada yaş yok, cinsiyet farkı yok. Bu çiftimizi görünce çocukluğum aklıma geldi. Annemde rahmetli 40 yaşından sonra okuma-yazma öğrendi. Bende onun sayesinde 5 yaşında daha okula başlamadan okuma-yazma öğrendim. Eş olarak ikisinin aynı anda derse gelmesi, birbirini desteklemesi ve bu konuda da çok güzel eşlik ortaya koymaları hoşuma gitti. Tabi bu çiftimiz kendileri gibi olanlara da örnek oluyorlar. Okuma-yazma ve diğer tüm eğitimleri almak isteyenler buralara gelebilir. Bunları neden istedik. Maalesef bölgemizde bunlar yıllardır yapılmamış. Bunları yaparak hem eğitim hem kültürel hem de sanat konularda bölgemizi ilerletiyoruz. Bu tür kurslara çok fazla rağbet var. Bunun için en az 7-8 tane daha 2-3 ay içinde farklı mahallerimizde bu tür kurslarımızı açacağız. Toplum böylelikle mutlu oluyor. Bizim gibi dezavantajlı bölgelerde bunları yapmak çok önemli. Kardeşliği, birlikteliği ve huzur ortamını daha da hızlandırmış oluyorsunuz.”