Kahramanmaraş’tan Burdur’a gelen ve Emek Gönüllüleri tarafından hem iş sahibi olup hem de ailesi ile birlikte eve yerleştirilen depremzede Veysel Kurt, deprem anında evinde beslediği muhabbet kuşunun çırpınma sesiyle uyandığını belirterek, "Gece saat 4 civarında muhabbet kuşum çırpınmaya başladı. Ben ilk başlarda kafese sıkıştığını düşündüm, uyanmaya çalıştım ama uyanamadım. Daha sonra bir patırtı ile ayağa kalktım ama ayakta duramayıp geri düştüm. Deprem olduğunu o an anladım" dedi.

Burdur’da "Emek Gönüllüleri" adı altında gönüllü olarak toplanan yardımseverler, deprem bölgelerinden gelen 20 ailenin ev, eşya ve yardım malzemeleri ihtiyaçlarını karşılayarak hayata yeniden tutunmaya çalışan depremzedelerin yaralarını sarmaya devam ediyor.

6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından evlerini bırakarak Burdur’a gelen depremzedelere yardım etmek amacıyla toplanan ve gönüllülerden oluşan Emek Gönüllüleri, birçok depremzedenin ihtiyaçlarını karşılayarak onlara yeni yaşam alanları oluşturuyor. Ev hanımları, öğrenciler, emekliler gibi farklı yaştaki üyelerden oluşan Emek Gönüllüleri, Burdur halkının desteğiyle topladıkları eşyaları ve yaşam malzemelerini tuttukları depoda çeşitlerine göre ayırarak ihtiyaç sahipleriyle buluşturuyor.

Şimdiye kadar 20 depremzedeye ev ayarlayıp, temizliğini yaparak içini eşya ile dolduran ekibin eve yerleştirdiği kişilerden biri de Kahramanmaraşlı depremzede Veysel Kurt. Ailesi ile birlikte evleri hasar aldığı için Burdur’a gelen Kurt, Emek Gönüllüleri sayesinde hem ev hem de iş sahibi oldu.

Depremzede Veysel Kurt, deprem anında evindeki muhabbet kuşunun çırpınma sesiyle uyandığını belirterek, "Gece saat 4 civarında muhabbet kuşum çırpınmaya başladı. Ben ilk başlarda kafese sıkıştığını düşündüm, uyanmaya çalıştım ama uyanamadım. Daha sonra bir patırtı ile ayağa kalktım ama ayakta duramayıp geri düştüm. Deprem olduğunu o an anladım. İki çocuğum diğer odada kaldığı için ilk başlarda onlara ulaşamadım. Yanımda eşim ve 2 yaşındaki çocuğum vardı. Onlara sarıldım ve durmasını bekledim. Deprem durunca hepimiz hızlıca bina dışına çıktık. Çalıştığım şirketin aracı vardı bende. Dışarıda o araca binerek sabah olmasını bekledik" şeklinde konuştu.

"Acı manzara karşısında boğazım düğümlendi"

Gün aydınlandığı zaman karşılaştığı manzarayı anlatan Kurt, "Gün aydınlanınca, derin bir üzüntü ile söylemek istiyorum ki Kahramanmaraş’ımızın yok olduğunu gördük. Bütün binaların gözümüzün önünde yıkıldığını, acı feryatları, ağıtların yakıldığını işittik. İnsanların o acı durumlarını gördükçe içim parçalandı. Konuşurken bile boğazım düğümlendi" diye konuştu.

Kahramanmaraşlı depremzede Veysel Kurt, Burdur’a geliş sürecini ise, "Önce yeğenimin aracı ile İstanbul’a gittik. Ama yaklaşan İstanbul depremini duyunca tekrar aynı olayları yaşamaktan korktuğumuz için eşimle birlikte İstanbul’da durmak istemedik. Burdur’da yaşayan bir arkadaşımın vesilesi ile Burdur’a geldik. Burdur’a geldiğimizde Emek Mahallesi’nde bir binada oturmaya başladık. Orada otururken Emek Gönüllüleri bizi ziyarete geldi. Emek Gönüllüleri Başkanı Şule Hanım evimizin halini görünce bizimle çok ilgilendi. O evimizi su bastığı için oturulmaz hale gelmişti. Bu yüzden bize yeni ev ayarladılar. Evin içerisini A’dan Z’ye yerleştirip, çocuklarımın ihtiyaçlarının çoğunu temin ettiler. Hala daha yardımları devam ediyor. Yediğimiz yemekten içtiğimiz suya kadar her şeyi karşılıyorlar" ifadeleriyle anlattı.

"Emek Gönüllüleri beni iş sahibi yaptı"

Burdur’da Emek Gönüllülerinin kendine iş ayarladığını belirten Kurt, "Şule Hanım’ın eşi eskiden çalıştığı markette tanığını müdürü ile irtibata geçerek bana iş ayarladı. İki haftadır da orada çalışıyorum" diye konuştu.

Emek Gönüllüleri Kurucusu Şule Yüce ise, bu topluluğun ortaya çıkış sürecini, "Ekibimiz depremden üç dört gün sonra bir aile dostumuzun ’Depremzedeler geliyor, yetiş. Ev temizlenecek, ev yerleştirilecek’ diyerek anlattı. "3 kişiyle başladık bu işe" diyen Yüce, "Daha sonra talep çok fazla olmaya başladıktan sonra biz de bu talepleri nasıl karşılayabiliriz diye istişarelerde bulunarak ekibimizi oluşturduk. Benim kendi nişanımın olduğu depoyu tuttuk. Depo sahibi bize ücretsiz olarak tahsis etti orayı. Eşyaları Burdur halkının çok büyük yardımları sayesinde topladık. O eşyaları ücretsiz bir şekilde gittik, aldık, temin ettik, evlere yerleştirdik, evlerin temizliğini yaptık. A’dan Z’ye ne eksik varsa karşılamaya çalıştık. İlk 15 günümüz çok yoğun bir şekilde geçti. 20’ye yakın evi yerleştirdik" şeklinde konuştu.

Nuray ve Veysel Kurt ile tanışmalarını ve onlara yaptıkları yardımları da anlatan Şule Yüce, "Bizi Emek Mahallesi Muhtarımız aradı. ’Burada bir depremzede aile var, yardımcı olur musunuz?’ dedi. Biz de kabul edip evlerine gittik. Nuray’ın 3 çocuğu vardı, onda kendimi gördüm. Onda da bende olduğu gibi deprem korkusu var. Dostluğumuz orada başladı. Elimden ne geliyorsa onları düşünerek, empati kurarak hareket ettim. Çok yoğun çalıştığımız zamanlarda onlar da bizim yanımıza gelerek bize yardım ettiler. Emek Gönüllüleri olarak yaralara merhem olmaya çalıştık. Biz bu işi Allah rızası için yaptık, insanların kalbini kazanmak için yaptık. ’Emek’ dememizin sebebi de çok fazla çaba ve emek harcadığımızdan geliyor" ifadelerine yer verdi.