Ortadoğu kan gölü, emperyalistler utanmasa kadehlere koydukları kanlarımızı içerken selfie yapacak kadar cani, köle pazarı kurup sattıkları kadınlarımızdan gelen parayı kumarda yiyecek kadar gözü dönmüş durumdalar.

Müslüman âleminin gündemi ise "o kan caiz mi değil mi" den öteye geçemiyor.

Sıla'yı haftalarca konuşuyor Yemen'i bir saat bile konuşamıyorsak daha çok o selfilere poz vereceğiz.

"Ezan Türkçe okunsun mu okunmasın mı?"
"Namaz türkçe kılınsın mı kılınmasın mı?"

Bu ve benzeri aptal sorulara cevap bulamadığımız gibi bir de bunlar üzerinden ayrılık yaşıyoruz.

Musalla taşına yatırılan İslâm düşmanlarının bile cenaze namazlarının kılındığı bir dünyada, bunların namazlarının kılınıp kılınmayacağını konuşmak yerine, Tahiyyata oturunca parmak kaldırılır mı kaldırılmaz mı sorusunun cevabı üzerinden neredeyse birbirimizi boğazlayacağız.

Biz arkasına geçip içimiz rahat rahat namaz kılacak erkek imam bulamazken, "kadından imam olur mu" sorusu ile oylanırken, Suudi Arabistan eğlence sektörüne 64 milyar dolar yatırım yapacağını açıklayıp kadınlar konusuna güzel (!) çare buluyor.

Allahın hükümlerinin çiğnendiği ortamda, biz sakız çiğnemenin orucu bozup bozmayacağına kafayı takarken, Yemen'de müslümanlar çocuklarına talaş çiğneterek hayatta kalmalarını sağlıyor.

Müslümanların vahdetini tartışmak yerine, musalla taşına yatırdığımız islamın cenaze namazını kimlerle kılıp kılmayacağımızı tartışmaya devam mı edeceğiz?

Bu soruları gündemimize sokan bizleri bunlar ile oyalayıp sonra verdiğimiz cevaplar üzerinden bizleri birbirimize düşman edenlerin "Kâbe arapların olsun bize Çankaya yeter" diyenler olduğunu görmüyor musunuz? Yine aynı adamların andımız tartışmaları ile bizi oyalarken içimize soktukları fitne tohumlarının 150 yıldır bizi nereye getirdiğini göremiyor yeniden yeniden aynı hataya düşmeye devam ediyoruz.

Halifeliği kaldıran adamın posterinin önünde secde edenler elbette özgür iradeleri ile türkçe ezan okuyup kâbe yerine çankayaya yönelip, kadın erkek aynı safta namaz kılıp, başları açık namaz kılabilirler. Entellerini ilah, peygamber ilan ettikleri bu dine istedikleri isimi de koyabilirler.

Bunlar özgür (!) insanlar..
istedikleri haltı, istedikleri tabaktan, istedikleri kaşıkla yiyebilirler.

Yeter ki ümmetin vahdetine göz dikmesinler.

Dalında kurumuş bir yaprağın dahi, O dilemese bütün dünya bir araya gelse hem vallahi hem billahi düşmeyeceğine bilerek iman ettim.

Sonra kendime döndüm kibir ve azamet ile yürürken, O dilemese parmağımı bile ilahi yardım olmadan oynatamayacağımı gördüm.

Onsuz yapacağım bir şey aradım şu yer yüzünde. YOKTU VALLAHİ YOKTU!

Rabbimin yardımıyla dağları delecek o isterse bir ton ineği boğazlayacak olan ben, Rabbim istemese küçücük bir pire karşısında aciz ve çaresiz kalan bir mahluktum.

Onun yardımı olmadan sinek karşısında aciz kalan bizler dünya müstekbirleri karşısında nasıl mücadele edeceğiz?

Muhtacız...

Rabbim şahit ki onun yardımına çok muhtacız...

Bu yardıma kavuşmak istiyorsak "hilafet gelsin kaldıranların da Allah belasını veersinnn" diye ağlaşmak yerine önce ilahi yardıma ne kadar layık olduğumuzu gözden geçirmemiz gerekiyor.

Hep aynı hataya aynı konular üzerinden düşüyoruz.