Yollarda üzerine turuncu yeleklerini geçirmiş sokak süpüren kadınlara denk geldim geçenlerde.

İçim burkuldu, "ne olacak çalışma ayıp mı kadın doktor arıyorsun ama lazım oluncacılar" gelmeden şunu peşin peşin söyleyim anne ile evladını ayıran her sistemin düşmanıyım!

İşte bu yüzden:

Evden çıkınca özgür evde kalınca tutsak zannettiren, dışarıda kalabildiği saat kadar ayakları üstünde durduğuna inandırılan şu geldiğimiz yere yazıklar olsun.

Kadınların evlerinde bir çorba yapıp evladının okuldan gelmesini bekleme zevkini elinden alan kapitalizme yazıklar olduğu kadar, kazandığı para oranında kendini mutlu hissettiren her ne varsa hepsine yazıklar olsun.

Kadınları üç kuruşa muhtaç eden, kahve köşelerinde gün öldüren, üç kuruşu da götürüp içkiye kumara veren, başkasına cömert evine cimri erkekler varsa onlara da yazıklar olsun.

Bir lokma yerine iki lokma yiyebilmek, bir değil üç giyebilmek, etrafa sırf hava atabilmek için çoluğunu çocuğunu daha fazla lüks daha fazla konfor için ihmal eden kadınlara yazıklar olsun.

Başkasının pisliğini temizlerken ayakları üstünde durduğuna inanan ama kendi evini temizlerken kadına kendini köle hissettiren sisteme de yazıklar olsun.

Kadını yuvasına döndürmek yerine evden çıkması için elinden gelen ne varsa ardına koymayan Kadın Bakanlığına da (Aile bakanlığı değil gözümde) yazıklar olsun!