İtalyan bir arkadaş bir gün bana "sen hiç Türk'e benzemiyorsun" demişti. "Neden" diye sorduğum zaman "sen onlar gibi değilsin" dedi. Görünüşte bakıldığı zaman bana iltifat ediyordu aklınca ama alt metinini okuduğun zaman, Türk milletini aşağılama vardı.

Bu böyledir hep, İyilik makyajı yapılmış aslında alt metninde kötülük olan adilikler vardır günlük yaşamda karşılaştığımız.

Mesela tam hoca o gün ödevleri kontrol etmeyecekken birinin çıkıp "hocam ödev vardı" demesi bunlardan biri. Ya da "benim de kürt arkadaşlarım var" diye başlanan bir cümlenin buram buram faşizm ve ötekileştirme kokmasını makyajlanmış iyiliklere örnek olarak verebiliriz.

Vergi kaçırmak isteyen iş adamlarının okul yaptırması da, iyilik süsü verilmiş adilikte ilk sırayı zorlar ama bence iyilik süsü verilmiş adiliklerde çok uluslu şirketlerin sosyal sorumluluk projeleri birinciliği kimseye kaptırmaz.

Eskiden kapitalizm sadece mal satardı. Sen onu istersen alır istemezsen almazdın. Gerçi alternatif çok olmadığı için iki üç firma içinden birini seçmek zorunda kalır, arkasına önüne çok bakmazdın. Şampuan alacaksan en fazla dört alternatif arasından birini seçerdin.

Ama artık devir değişti ve insanlar tüketim olgusunun getirileri ve götürüleri üzerinde düşünmeye başladılar. Yani artık insanlar sadece mal satın almıyor, aldığı malın vicdan azabını da çekiyor.

"Bu ürün benim için gerçekten bir ihtiyaç mı" sorusunu çok defa kendine sormaya başlayan tüketicinin bu psikolojik durumu firmaların dikkattini çekti tabi. Artık sadece mal değil yanında vicdan, sorumluluk duygusundan kurtulma ve kendini iyi hissetme de satmak zorundaydılar.

Çare basitti...

Bebek bezi satıyorsan "bundan alırsanız unicef'e otomatik bağış yapmış olacaksınız" dediler. "Şu çamaşır suyundan al tüm okulların da tuvaletleri temiz olsun" kampanyası başlattılar. Kadınlar günü oldu duvar boyası firması "kadına şiddet" videosu çekti. Cumhuriyet bayramı oldu telefon şirketi milli duyguları gıdıkladı.

Kötü mü?

Evet kötü. İçinde halis iyilik barındırmayan her adım kötülük kalesine taşınan bir tuğladır.

***

Bir fikrin militanı olmak kadar kötü bir şey yok. Bir görüşü düşünceyi savunurken, hakaret edecek kadar bir fikrin militanı olmuşsanız orada ters giden bir şey var demektir.

Şimdi o klavyeyi yere bırak dostum, sakin sakiiin...