Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Bağdat ziyareti sırasında imzalanan anlaşma, iki ülke ilişkilerinde ekonomik olduğu kadar stratejik bir dönüşümün de habercisi olarak değerlendiriliyor. Bu adım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz yılki Bağdat ziyareti sırasında temelleri atılan “Su Alanında İşbirliği Çerçeve Anlaşması”nın uygulama safhasını başlatıyor.
Yeni Finans Mekanizması Uygulamaya Giriyor
Anlaşma kapsamında oluşturulan sistemde, Irak’tan petrol alacak Türk firması ödediği bedeli özel bir fonda tutacak. Bu fondan yapılacak ödemelerle, Irak’taki su altyapısı projelerini üstlenecek diğer Türk şirketleri finanse edilecek. Böylece Türkiye’nin petrol ithalatına harcadığı para, yeniden Türk şirketleri aracılığıyla Irak’ın kalkınma projelerine dönecek.
Diplomatik kaynaklar, bu mekanizmanın yalnızca bir finansal düzenleme değil, aynı zamanda ekonomik güven ilişkisini pekiştiren yeni bir işbirliği modeli olduğunu vurguluyor.
Su Krizine Karşı Bölgesel Dayanışma Vurgusu
Küresel iklim değişikliğinin etkisiyle Ortadoğu’da artan su kıtlığı, Ankara-Bağdat hattında işbirliği arayışlarını hızlandırdı. Yetkililer, bu anlaşmanın yalnızca ekonomik fayda yaratmakla kalmayıp, çevresel sürdürülebilirlik açısından da önemli bir model oluşturduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin su yönetimi konusundaki deneyimi, Irak’ın modern su altyapısının kurulmasında örnek alınacak. Özellikle sulama sistemleri, baraj modernizasyonu ve atık su arıtma tesislerinin yenilenmesi gibi projelerin Türk mühendislerince yürütülmesi planlanıyor.
Türk Müteahhitlik Sektörüne Yeni Fırsatlar
Anlaşma, Türk müteahhitlik firmalarına Irak pazarında yeni fırsatlar sunacak. Su projeleri kapsamında yürütülecek altyapı çalışmaları, enerji, inşaat ve mühendislik sektörlerini doğrudan etkileyecek.
Ekonomik çevrelere göre, bu yeni mekanizma, Türk şirketlerinin uluslararası alandaki rekabet gücünü artıracak ve Irak’ın yeniden inşa sürecinde Türkiye’yi stratejik bir ortak konumuna taşıyacak.
Bağdat Ziyareti Yeni Dönemin Kapısını Açtı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Bağdat temasları, iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfa olarak değerlendiriliyor. Ziyaretin ana gündemini “su konusunda işbirliği” ve “sınıraşan suların yönetimi” oluşturdu. Taraflar, su paylaşımında adil, sürdürülebilir ve karşılıklı fayda esasına dayalı bir yaklaşımda mutabık kaldı.
Bu süreçte, diplomatik heyetler arasında gerçekleştirilen görüşmelerde, su güvenliği ve iklim dayanıklılığı konuları ön plana çıktı. Uzmanlara göre bu yaklaşım, bölgedeki diğer ülkeler için de örnek bir model olabilir.
Petrol ve Su Dengesi: Stratejik Kazan-Kazan Modeli
Yeni finansal mekanizma, hem Türkiye hem de Irak açısından çift taraflı kazanç sağlayan bir sistem olarak görülüyor. Türkiye, enerji arz güvenliğini sağlarken; Irak, su altyapısına kalıcı yatırımlar elde edecek.
Yetkililer, bu modelin aynı zamanda bölgesel istikrarın güçlenmesine katkı sağlayacağını, ekonomik işbirliğinin siyasal güven ortamını destekleyeceğini ifade ediyor.
Ortak Kaynaklardan Ortak Geleceğe
Türkiye ve Irak arasında imzalanan bu yeni anlaşma, petrol ve suyun stratejik buluşması olarak tarihe geçmeye aday. Bu model, yalnızca iki ülke arasında değil, tüm bölge için sürdürülebilir kalkınma vizyonuna katkı sunuyor.
Uzmanlar, anlaşmanın hem ekonomik işbirliğini derinleştireceğini hem de iklim değişikliğiyle mücadelede bölgesel dayanışmayı güçlendireceğini vurguluyor. Ankara ve Bağdat’ın attığı bu adım, “petrolün gücüyle suya hayat verme” hedefini gerçeğe dönüştürme yolunda önemli bir başlangıç olarak görülüyor.
