Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, “Vücut üzerinde kan emen kene tespit edilmesi halinde kenenin en kısa sürede çıkarılması önem taşımaktadır. Kene çıplak elle dokunulmadan çıkarılmalı ve en yakın sağlık kuruluşu ile irtibat kurulmalıdır” dedi.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, “Bacağına yapışan keneyi çıkaran Kastamonu Tosya ilçesine bağlı Suluca köyünden bir vatandaşımız bir süre sonra Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı sebebiyle kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir. Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak, her yıl olduğu gibi havaların ısınması ile aktif duruma gelen kenelere dikkat edilmesi, özellikle kırsalda yaşayan ve tarımla uğraşan insanlarımızın gerekli tedbirleri almalarının son derece önem olduğunu belirtmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kan emme esnasında konaklarına birçok hastalık etkenini taşırlar”

Keneler için hayati anlamı olan kan emme sürecinin hastalığı taşımanın temelini oluşturduğunu vurgulayan Eroğlu, “Kan emme esnasında konaklarına birçok hastalık etkenini taşırlar. Esasında kenelerin konakları üzerine başka zararlı etkileri olsa da naklettikleri hastalıklar bu etkilerin en önemli olanıdır. Kenelerin tüm dünyada 200’ün üzerinde hastalık etkenine vektörlük yaptığı bilinmektedir. Doğadaki birçok canlı gibi insanlar da keneler için konak görevi görmektedir. Bu sebeple hastalıkların bir kısmının nakledildiği konaklar arasında insanlar da yer almakta ve keneler, özellikle ülkemizin de içinde yer aldığı tropik ve subtropik iklim kuşağında yer alan bölgelerde hem hayvan hem de insan sağlığını tehdit etmektedirler. Bu hastalıklar arasında yer alan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) 2002 yılından itibaren ülkemizde özellikle Hyolamma marginatum marginatum’un yoğun olarak bulunduğu Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Sivas, Tokat, Amasya ve Çorum illerinde insan sağlığını tehdit etmektedir. Diğer taraftan bu kene türünün ülkemizin yedi coğrafi bölgesinde de tespit edilmiş bir tür olduğu unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.

“Kene çıplak elle dokunulmadan çıkarılmalı ve en yakın sağlık kuruluşu ile irtibat kurulmalıdır”

Kenelere karşı bireysel korunmanın ve kontrolün de önemli olduğunun altını çizen Eroğlu, korunma önlemlerini şu şekilde açıkladı:

“Bireysel korunma uygulamaları kapsamında; özellikle hastalık yönünden riskli bölgelerde bulunan vatandaşların park, bahçe, tarla gibi her türlü araziye çıktıklarında açık renkli elbise giyinmeleri, çorapları paçalarının üzerine çekmeleri, elbiselerine repellent uygulamaları ve aktivite sonrası tüm vücudun kene yönünden kontrol edilmesi sayılabilir.

Vücut üzerinde kan emen kene tespit edilmesi halinde kenenin en kısa sürede çıkarılması önem taşımaktadır. Kene çıplak elle dokunulmadan çıkarılmalı ve en yakın sağlık kuruluşu ile irtibat kurulmalıdır. Kene çıkarıldıktan sonraki süreçte kişinin kendini takip etmesi, ateş, baş ağrısı ve diğer gribal belirtiler görülürse derhal en yakın sağlık kuruluşu ile irtibata geçilmelidir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşinde erken teşhis ve tedavinin hayati öneme sahip olduğu unutulmamalıdır.

Bireysel korunma yöntemlerini içeren eğitim faaliyetleri toplumsal bilincin oluşumunu sağlayacaktır. Eğitim faaliyetleri eşgüdüm ve koordinasyonu ile çalışan bakanlıklar tarafında gerçekleştirilmeli ve kenelerin nasıl bir canlı olduğu, nerelerde bulunduğu, bulunduğu yerlerde davranış biçimleri, insan ve hayvanlardan beslenme yolları, konak üzerinde fark edildikten sonra yapılması ya da yapılmaması gerekenlerin öğretilmesini içermelidir.

Evcil zincir ve yakın çevresinde kene popülasyonunun kontrolüne yönelik yapılacak uygulamalar; meraların sürülmesi, tarlaların biçilmesi, otların kurutulması ve sökülmesi gibi mekanik kontrol uygulamaları ile konak canlılarda kimyasal mücadeleyi kapsamaktadır.

Sonuç olarak Kırım Kongo Kanamalı Ateşi bakımından kene mücadelesinin temelini, bireysel korunma uygulamaları ile evcil hayvan zinciri ve yakın çevresinde kene popülasyonunun kontrol altında tutulması için yapılacak bilinçli paraziter mücadele uygulamaları oluşturmaktadır. Başarılı bir mücadele programının yürütülebilmesi için bu temel uygulamaların tüm bölgeleri kapsayacak şekilde ve yeterli sayıda tekrarının yapılmasının gerekliliği unutulmamalıdır.”