Ağzı olan Taksim'i konuşuyor, klavyesi olan Taksim'i yazıyor. Bıktığınıza eminim. Ama benim neyim eksik? Yani başım kel diye ben mi eksik kalacağım? hayatım böyle olaylar ve bedelleri içinde geçmiş, herkes çan çan konuşurken ben mı susacağım?

Ve sıkı durun, konuşuyorum:

Küçük burjuva entellerinden devrimci de çıkmaz, eylemci de. Çıksa çıksa goşist çıkar, vandal çıkar, anarşist çıkar. Bana inanmayan tarihe baksın.

Anarşist nedir, biliyoruz. Hem de kaç on senedir biliyoruz maalesef.

Vandal'ın ne olduğunu da Taksim olayı sayesinde öğrendik; tahrip eden, yağmalayan demek. MS 455 yılında İmparator Flavius Petronius Maximus idaresindeki Roma'yı yakıp yıkıp yağmalayan, taş üstünde taş bırakmayan, Kral Gaiseric komutasındaki Vandal (bir krallığın adı) ordularından galat bir sıfat. Pek siyasi bir anlamı yok, belediye otobüsünün koltuğunu kesmek de, park etmiş aracın boyasını çizmek de vandalizm kapsamına giriyor. Yani, "mala zarar vermek".

Yukarıda bir de goşist dedim. Bence asıl önemli kavram bu. Çünkü siyasi bir mahiyeti var.

Goşist, Fransızca "solcu" demek (gauchist). Ama sosyalist literatürde solcu, şimdi bizim kullandığımız anlamda kullanılmıyor. Çünkü sosyalistler tek tipçidirler, ancak "kendileri gibi" olanları adamdan sayarlar. Başka türlü sosyalist olanları da çeşitli tahkir edici sıfatlarla aşağılarlar. Sosyalist literatür bunların iç kavgalarıyla doludur. Hem öyle kavgalar ki, kitaplarda kalmaz, mesela Troçki'nin Meksika'da Stalin'in ajanları tarafından öldürülmesine kadar gider. Yani tarihteki sosyalistlerin iç kavgaları son derece kanlı bıçaklıdır.

Goşizm de, sosyalistçede aşağılayıcı anlamıyla şu demek: "siyasi şartları dikkate almadan girişilen aşırı militanca propaganda ve şiddet hareketleri". Yani, entelce değil de Türkçe konuşursek, "siyasi serserilik" demek. Ve bu eğilim; başı sonu belli olmayan, ideolojisi bulunmayan, gelişigüzel, örgütsüz ve bireysel küçük burjuva militanlığının kaçınılmaz sonucu... Ve
onun sonucu da, "mutlak mağlubiyet".

İşte bunun için Taksim macerası daha en başından mağlubiyete mahkumdu. Ve mağlup oldu.

Goşizmin bir başka sonucu da, "kendi sevimsizliğinden dolayı karşı tarafı" güçlendirmek. İşte bunun için de Taksim macerası neticeten Erdoğan'ı ve AKP'yi güçlendirdi. Taksim'deki, yan sokaklardaki ve diğer şehirlerdeki karanlık suratlı "goşist"leri gören halk "yandım Allah" diye Erdoğan'ın yanına iltica etti. AKP'nin Sincan ve Kazlıçeşme'deki mitinglerinin bu kadar canlı olmasında Taksim cenginin goşist karakterinin de önemli payı olmuştur sanıyorum.

Yoksa bu Erdoğan karşıtları aslında gizli Erdoğanist de, bizden mi saklıyorlar?