...
Yaşlı ve bilge Şef Hatuey, kısık ama gür, titrek ve etkili sesiyle konuştu:

"Beyaz adam neler yaptı, biliyorsunuz...
Soylularımızı, yaşlılarımızı ve çocuklarrımızı öldürdüler. Kadınlarımızı hizmetlerine aldılar. Şimdi buraya da geliyorlar. Vaz geçmeyecek, merhamet etmeyecek ve yine aynısını yapacaklar. 
Onları buraya getiren sebep nedir, biliyor musunuz?"

Şef herkesi teker teker süzerken göz göze geldiklerinden bazıları kararsız bir şekilde,
"Bilmiyoruz..." diyebildi...

Bilge Şef Hatuey devam etti... Sesinde titrekliğe rağmen ayrı bir gür ve etkili bir ton vardı.

"Keskin çelikten silahları ve ateş saçan gürültülü büyüleri var. Onlara ağaçtan mızraklarımızla karşı koyamayız.
Bize işkence etmek ve bizi öldürmek istemeleri onların çok merhametsiz ve bu işten zevk alıyor olmalarından değil. 
Bizim de kendi değersiz tanrılarına inanmamızı istiyorlar."

Kalabalıkta mırıldanmalar duyuldu.
"Hristiyan mı olacağız?"

Bilge şef duymamıştı ama tahmin ediyordu.
"Hayır... Hristiyanlık değil... İşte onların tanrısı bu. Altın ve parlak taşlar.
Şimdi bütün altınlarımızı ve parlak taşlarımızı nehre dökeceğiz. Bizi bırakacaklar ve tanrılarının peşine düşecekler."

İspanyollar 1511 yılında Küba'ya bu şartlarda geldiler. Şef Hatuey topraklarını korumak ve savunmak için elinden geleni yaptı. Bütün altın ve parlak değerli taşlardan da kurtuldu ama işkence ile yakılarak öldürülmekten kurtulamadı.
...

Batının vahşi emperyalist ruhu 500 sene önce Kızılderilileri bu şekilde yok etmeye başlamıştı. Güçsüz olanı bulunca, içindeki egoyu sonuna kadar tanrısallaştıran bir sapkınlık...
...

100 yıl önce Osmanlı, İngiltere'ye devasa iki savaş gemisi yaptırmıştı. Osman ve Reşadiye... Binbir türlü bahane ile teslim etmediler. Sonra savaş çıktı ve parası ödenmiş gemilerle bize karşı savaştılar.
...

20 yıl önce de, Amerikan Predatör ve İsrail Heron, birinci nesil insansız hava aracı için parasını ödeyip teslim alamadıklarımız vardı. Teslim aldıklarımızın tamirini yaptıramıyorduk. Sağlam çalışan 7 adet İHA vardı. Onun da bilgileri önce İsrail Mossad'a gidiyor, bilgiler süzülüyor ve iki saat sonra bize ulaşıyordu.
...

Şimdi gelinen noktaya bakınca, öyle ya da böyle bizden hep korktuklarını düşünüyorum. Bizden derken, inancından ve imanından vaz geçmeyenler... Kıblesini değiştirmeyenler...

Şef Hatuey istedikleri her şeyi yapmış ama yine de yakılmıştı. 18 yıl önce de istedikleri her şeyi yapmıştık.

Sonuç: Yıllık yüzde 80'den aşağı olmayan enflasyonlar... Aynı oranda devalüasyon...
IMF'den yatak odasına kadar müdahale eden iyi niyet (!?) mektubu...

Unuttuk o günleri... Hatırlıyoruz demeyin, unuttuk, unuttuk. Bana. "ne olacak bu doların hali?" diyenlerin çokluğundan biliyorum unuttuk.

Önce dolarlar ölmeli... Sonra kendimizin olana sahip çıkmalıyız.

Kendimizin olana, bizim olana sahip çıkmalıyız...
Yani, Külliyeye...
Yani, TRT'ye, TİKA'ya, Diyanet'e...
Yani, Mazlumlar Coğrafyasına... Dualara sahip çıkmalıyız.

Selam ve dua ile.