Ege Denizi’nde son günlerde meydana gelen ardışık depremler, bölgedeki sismik aktivitenin arttığını gösteriyor. Prof. Dr. Süleyman Pampal, artan hareketliliğin büyük bir depremi işaret edebileceğini belirtti. Pampal, 8 ile 8,5 büyüklüğündeki bir depremin, Yunanistan adalarını, Yunanistan anakarasını ve Türkiye'nin batı kıyılarını etkileyebileceğini ifade etti.
Volkanik Patlamalar ve Tsunami Tehlikesi
Bölgedeki volkanik aktiviteler de dikkat çekiyor. Özellikle Santorini Adası gibi volkanik bölgelerde, geçmişte yaşanan büyük patlamalar tsunami dalgalarına yol açmıştı. Pampal, bu tür volkanik hareketlerin tsunami riskini artırabileceğine işaret etti. Artan sismik hareketliliğin, denizaltındaki magma yükselmesiyle bağlantılı olabileceği ve yeni adacıkların oluşmasına neden olabileceği uyarısında bulundu.
8,5 Büyüklüğünde Deprem ve Tsunami Riski
Prof. Dr. Pampal, özellikle Ege'deki büyük depremlerin ciddi tsunami dalgalarına yol açabileceğini vurguladı. Bu dalgaların, kıyı bölgelerinde büyük yıkımlara ve can kayıplarına neden olabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Santorini, Rodos ve Girit gibi bölgelerde yaşanacak büyük depremler, denizaltı volkanik patlamalar ile birleşerek tsunami etkisini daha da artırabilir.
Yunanistan’a Yönelik Tehdit
Pampal, 8,5 büyüklüğünde bir depremin en büyük zararı Yunanistan'a verebileceğini belirtti. Özellikle Yunanistan’ın güneyi ve adaları, bu tür depremlerden ciddi şekilde etkilenebilir. Ancak Türkiye'nin batı kıyıları da risk altındadır ve yerel yönetimlerin hazırlıklı olması gerektiği uyarısını yaptı.
6 Şubat Depremlerinin Ardından Benzer Bir Durum Yaşanabilir
Pampal, 6 Şubat depremleri sonrasında yaşanan artçı sarsıntılara dikkat çekerek, Ege Denizi'ndeki artan sismik hareketliliğin benzer bir duruma yol açabileceğini belirtti. Bu tür bir büyük depremin ardından, bölgedeki sismik aktivitenin artması ve ardışık depremler yaşanması olasıdır.
Ege bölgesinde artan sismik ve volkanik hareketliliğin, büyük bir deprem ve tsunami riskini gündeme getirdiğini söylemek mümkün. İzmir, Muğla, Aydın ve Çanakkale gibi iller başta olmak üzere, bölgedeki tüm yerleşimlerin olası felakete karşı hazırlıklı olması gerekmektedir. Uzmanlar, bu tür doğal afetlerin önceden tahmin edilemeyeceğini ve gerekli önlemlerin alınmasının hayati önem taşıdığını vurguluyor.