Vedat Eymen bebek, 5 Temmuz 2024 tarihinde İzmir'de bulunan Özel Karataş Hastanesi'nde sezaryen doğumla dünyaya geldi. Ailenin iddiasına göre bebek sağlıklı doğdu, ancak doktorlar akciğerlerinde sıvı olduğu gerekçesiyle yoğun bakıma aldı. Bebek doğduktan hemen sonra ağlamaya başlamış ve kendi kendine akciğerlerindeki sıvıyı attığı söylenmişti.
6. Günde Mama Aspirasyonu Krizi
Bebek yoğun bakımda kaldığı altıncı günde mama aspirasyonu yaşadı. Aileye sabaha karşı yapılan bir telefonla, bebeğin kustuğu, kusmuğunu yuttuğu ve bu yüzden kalbinin ve solunumunun durduğu bildirildi. Ardından entübe edildiği söylendi. Aileye, müdahalenin bir dakika içinde yapıldığı söylendi ancak daha sonra kamera kayıtlarını izlediklerinde bu bilginin doğru olmadığını fark ettiklerini belirttiler.
Oksijensiz Kalınca Beyin Hasarı Oluştu
Mama aspirasyonunun ardından oksijensiz kalan Vedat Eymen'in beyin fonksiyonları ciddi şekilde zarar gördü. Bebek, o günden bu yana komada ve dış dünyaya hiçbir tepki vermiyor. Solunum cihazına bağlı olarak nefes alıyor ve beslenmesi boru yardımıyla yapılıyor. Aile, oğullarının durumunun çok ağır olduğunu ve yaşam fonksiyonlarının tamamen destekle sürdürüldüğünü ifade ediyor.
Aile Adalet Peşinde
Vedat Eymen'in ailesi, hastaneyi ihmalle suçluyor ve hem davacı hem de şikayetçi olduklarını söylüyor. Anne Esra Dağlı, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"5 Temmuz'da sezaryenle doğum yaptım. Bebeğim ağlıyordu ve sağlıklıydı. Ciğerinde su var deyip yoğun bakıma aldılar. 6. gün bize bebeğin kustuğu, kusmuğunu yuttuğu ve kalbinin durduğu söylendi. 1 dakika içinde müdahale ettiklerini söylediler ama kamera kayıtlarında bu müdahalenin yapılmadığını gördük. Şimdi çocuğum 1 yaşında ve hâlâ komada. Tepki vermiyor, hareket etmiyor. Solunum cihazına bağlı, beslenmesi boruyla sağlanıyor. Bu işin peşini bırakmayacağız."
Kamuoyu Tepkili
Ailenin yaşadığı bu acı olay, özel hastanelerdeki yoğun bakım süreçlerinin şeffaflığına ve denetimine dair birçok soruyu gündeme getirdi. Dava süreci devam ederken, kamuoyu sorumluların tespit edilmesini ve gerekli adımların atılmasını bekliyor.
Minik Vedat'ın durumu yalnızca bir ailenin dramı değil, aynı zamanda sağlık sistemindeki denetim eksikliklerinin sorgulanması açısından da önemli bir örnek. Aile, bir yıldır süren sessiz bekleyişin sonunda adaletin yerini bulmasını umut ediyor.




