Özel Ümit Batıkent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Melih Arslan, jinekolojik kanserlerden; rahim ağzı kanseri hakkında bilgilendirdi.

Kanserin geceden sabah oluşmadığını, belli bir süreç gerektiğini ifade eden Op. Dr. Arslan, “Kanser, kardiyovasküler ölümlerden sonra en sık görülen ölüm sebebidir. Asıl önemli olan kanseri oluşmadan veya erken evrede yakalamaktır. Bunun için alınabilecek en iyi önlem; hiçbir sorun yaşanmasa dahi 20 yaşından itibaren yılda 1 kez kadın doğum uzmanına görünmektir. Rahim ağzından yapılan smear testleri ihmal edilmemelidir, devlete bağlı KETEM’lerde de 30-65 yaşları arasındaki kadınlar için bu kontroller yaptırılabilir” ifadelerini kullandı.

İlişki sonrası kanama ve geçmeyen akıntıların rahim ağzı kanseri belirtileri içinde yer aldığını aktaran Dr. Melih Arslan, rahim ağzı kanserinin birinci nedeninin; HPV virüsleri olduğunu belirtti.

"HPV virüsü kanserin birinci nedeni"

HPV virüslerinin rahim ağzı kanserlerinin yüzde 90’ından sorumlu olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Arslan, virüs hakkında şu bilgileri paylaştı: “HPV onlarca çeşidi olan virüs türüdür, ama her çeşidi kansere yol açmaz, en yüksek riskli tipleri; 16-18’dir, 6-11 tipleri kansere değil siğillere neden olmaktadır.”

HPV 16-18 tiplerini taşıyan herkesin de yüzde 100 kanser olmayacağına dikkat çeken Arslan, 1 yıl içinde genelde bu virüslerin yüzde 90’ının vücuttan atıldığını söyledi. HPV virüsünün insandan insana cinsel ilişki yoluyla bulaştığını dile getiren Op. Dr. Arslan, “Bazı HPV tipleri erkeklerde de farklı kanser türlerine yol açabilir ama genelde erkekler bu virüsün taşıyıcısıdır ve partnerlerine cinsel ilişki yolu ile bulaştırırlar” şeklinde konuştu.

"Virüsten tamamen kurtulmak mümkün"

Bu virüsten korunmanın çok kolay bir yolu olduğunu aktaran Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Melih Arslan, şunları kaydetti: “HPV aşıları ile vücudu bu virüsten korumak mümkündür. Ülkemizde yılbaşından bu yana HPV’nin 9 tipini kapsayan aşı geldi, bu çok sevindirici bir haberdir. Yurt dışında pek çok ülkede HPV aşısı aşılama programına alındı ve devlet tarafından karşılanmakta ancak ülkemizde ücretli yapılmaktadır. Ama rahim ağzı kanseri oluştuktan sonra yaşanan maddi manevi sorunların yanında bu aşıya verilecek ücretin hiçbir önemi kalmadığı unutulmamalıdır.”

"HPV aşısını herkes yaptırabilir"

HPV aşısının koldan bilinen klasik aşılar gibi uygulandığını aktaran Op. Dr. Arslan, “Bu aşı neredeyse yüzde 100’e yakın bir oranda rahim ağzı kanseri oluşmasını engeller. İdeal olarak 9-14 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklarımıza yaptırabiliriz. Ancak yaş sınırı olmadan isteyen herkes bu aşıyı eczaneden alarak bir uzman doktora yaptırabilir. 9-14 yaş aralığında 2 doz yeterli iken 14 yaştan sonra 3 doz aşı yapılması gerekmektedir. Erkeklerin aşılanması ile de penil kanserler, gırtlak kanserleri azaltılabilmektedir. HPV virüsü tespit edildikten sonra da kişide HPV’ye bağlı siğil oluştuktan sonra da diğer HPV türlerine karşı aşı yaptırılabilir. HPV aşısı yapıldıktan sonra da smear testlerine devam edilmelidir” ifadelerini kullandı.

"Doktor kontrolü çok önemli"

HPV’nin bulaştığı 10 sene içinde ancak kanser öncesi evreye ulaşabildiğine vurgu yapan Melih Aslan, “Bu süre içinde 1 kez bile doktora gelinmiş ve testler yapılmış olursa kansere yakalanma riski azalır, ancak kansere yakalandıktan sonra ise maalesef tedavi oranı çok düşüktür” diye konuştu. Kansere yakalanmamak için kişinin bağışıklık sistemini güçlü tutması, sağlıklı beslenmesinin önemli olduğunu sözlerine ekleyen Arslan, “Özellikle sigaradan uzak durulması, kullanılıyorsa mutlaka bırakması gerekir” dedi.