Kültür ve Turizm Bakanlığı, Muğla Valiliği, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Kavaklıdere Belediyesi ve Muğla Müze Müdürlüğü’nün desteğiyle dört yıldır süren kazı çalışmalarında bu yıl “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında agoraya odaklanıldı.

Agoranın Mimari Planı Ortaya Çıkarıldı

Kazı Başkanı Prof. Dr. Bekir Özer, agora kazılarında bu yıl önemli sonuçlara ulaştıklarını belirtti. Özer, “Agoranın, sıra halinde ana kayaya oyulmuş dükkanlarının yanı sıra, kentin tam merkezinde yer alması burayı oldukça değerli kılıyor,” dedi.

Ekip, geçen yıl belirlenen dükkanlardan ikisinin kazısını tamamladı. Dükkanların arkasındaki anıtsal çeşme, dükkanlar arasındaki sokak düzeni, önlerindeki sütunlu alan ve agora meydanı da detaylı şekilde kazıldı. Bu kapsamlı çalışmalar, kentin sosyal ve ticari yapısını anlamaya büyük katkı sağladı.

Yedi Dükkanın Sınırları Belirlendi

Agorada yapılan kazılarda şimdiye kadar en az 7 dükkanın sınırları net olarak belirlendi. Prof. Dr. Özer, önümüzdeki kazı dönemlerinde bu sayının 2 veya 3 dükkan daha artabileceğini ifade etti. Ancak bölgedeki tarımsal faaliyetlerin kalıntılara zarar verdiğini de sözlerine ekledi.

Buluntular, agoranın MÖ 3. yüzyılda planlandığını, MS 2. ve 3. yüzyıllarda da yoğun biçimde kullanıldığını gösteriyor. Bu durum, Hyllarima’nın uzun süre canlı bir kent merkezi olarak işlev gördüğüne işaret ediyor.

Seyir Terası ve Yürüme Alanı Gün Işığına Çıktı

Agoranın doğu kısmında yapılan kazılarda, ana caddeye bağlanan bir duvar ve bu duvar üzerinde ana kaya üzerine inşa edilmiş bir yürüme zemini bulundu. Özer, bu yapının bir seyir terası olarak tasarlandığını belirterek, “Bu yönüyle bizi oldukça şaşırttı,” dedi.

Bu bulgu, Hyllarima’nın yalnızca bir ticaret merkezi değil, aynı zamanda estetik ve sosyal yaşam alanlarıyla da öne çıkan bir şehir olduğunu ortaya koyuyor.

Antik Kentin Su Yolları Hayranlık Uyandırıyor

Kazı ekibi, bu yılın çalışmalarında nerede kazı yapsalar su yollarına rastladıklarını açıkladı. Bu durum, kentin su yönetimi konusunda oldukça gelişmiş bir sistem kurduğunu gösteriyor.

Prof. Dr. Özer, “Hyllarima’nın anıtsal çeşmesi, tapınak çeşme modelinde tasarlanmış bir yapı. Tanrılarla çeşmenin ilişkisini anlatan yazıtlar bile var,” dedi. Çeşmeye su taşıyan hatların da gün yüzüne çıkarıldığını belirten Özer, bu yıl ayrıca seyir terasına su getiren yeni bir kanalın keşfedildiğini paylaştı.

Su Sistemleri Yüzyıllar Boyunca Kullanıldı

Kazı bulgularına göre Hyllarima’da yaşam sona erdikten sonra bile su yolları Orta Çağ döneminde kullanılmaya devam etti. Özellikle karşı tepedeki Orta Çağ Hyllariması’nda yaşayan halk, eski su sistemlerini tarımsal faaliyetler için kullanmayı sürdürdü.

Bu su yolları, sürekli yenilenerek günümüze kadar varlığını korudu. Bu durum, bölgedeki mühendislik becerisinin ve sürekliliğin en somut göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Antik Kente İlgi Artıyor

Son yıllarda Hyllarima’da elde edilen bulgular, yalnızca bilim dünyasında değil, bölge turizmi açısından da büyük ilgi uyandırıyor. Agora kazılarının tamamlanmasıyla, ziyaretçilere antik kentin ticaret ve sosyal yaşamını deneyimleyebilecekleri yeni bir alan kazandırılması hedefleniyor.

Prof. Dr. Özer, gelecek yıllarda agorayı kentin diğer yapılarıyla bütünleştirecek yeni kazılar planladıklarını belirterek, “Her yeni kazıda kentin planlaması ve yaşam biçimiyle ilgili daha fazla bilgiye ulaşıyoruz,” dedi.

Tarihin İzinde Yeni Bir Sayfa

Hyllarima Antik Kenti, her yeni keşifle Anadolu’nun derin tarihine ışık tutuyor. Agora kazılarında ortaya çıkan dükkanlar, su yolları ve mimari detaylar, bu antik kentin yalnızca bir yerleşim değil, yaşam dolu bir medeniyetin merkezi olduğunu gösteriyor.

Türkiye’de Su Yönetiminde Yeni Dönem: 2026’da Yağmur ve Gri Su Zorunluluğu Başlıyor
Türkiye’de Su Yönetiminde Yeni Dönem: 2026’da Yağmur ve Gri Su Zorunluluğu Başlıyor
İçeriği Görüntüle

Kazılar ilerledikçe Hyllarima, Karia Bölgesi’nin tarihsel zenginliğini yeniden gün yüzüne çıkaran bir açık hava müzesine dönüşmeye aday görünüyor.