Sosyal medya kullanıcılarının ilgisini çeken yeni bir trend, gerçek olup olmadığı anlaşılamayan yapay zeka videoları oldu. Eğlence amaçlı başlayan bu akım, zamanla daha karmaşık içeriklerle büyüdü. Özellikle Google DeepMind tarafından geliştirilen VEO3 adlı yapay zeka, yalnızca kısa komutlarla gerçeğe çok yakın videolar üretebiliyor. Bu gelişme, yalnızca teknolojik bir yenilik değil, aynı zamanda toplumsal bir tehdide de işaret ediyor.
Sahte Röportajlarla Algı Yönetimi Yapılabiliyor
Yapay zeka ile üretilen içeriklerdeki sokak röportajları, sahicilikleriyle izleyenleri yanıltıyor. Bazı videolarda vatandaşların görüş bildiriyormuş gibi gösterilmesi, izleyicilerde gerçeklik algısını tamamen bozuyor. Uzmanlara göre, bu tür içerikler yalnızca bireysel değil, toplumsal ve politik düzeyde de algı manipülasyonuna yol açabilir.
Siyasi Kriz Riski Kapıda
Yalnızca birkaç komutla hazırlanabilen bu sahte videoların dış ilişkilerde bile kriz yaratma potansiyeli bulunuyor. Bir ülke liderinin ya da sözcüsünün ağzından çıkmış gibi gösterilen sahte açıklamalar, uluslararası diplomatik gerilimleri tetikleyebilir. Uzmanlar, bu gibi içeriklerin özellikle seçim dönemlerinde ya da kritik olaylar sırasında kamuoyunu yanlış yönlendirme aracı olarak kullanılabileceğine dikkat çekiyor.
Deepfake ve Sahtekarlık El Ele
Deepfake teknolojisinin bu kadar erişilebilir hale gelmesi, dolandırıcılık ve kimlik sahtekarlığı gibi suçların artmasına da zemin hazırlıyor. Özellikle ses ve görüntü kombinasyonuyla oluşturulan videolarla insanlar kandırılabiliyor. Bu yöntemle yapılan dolandırıcılıklarda, bireylerin kimliği taklit edilerek maddi zararlar oluşturulabiliyor. Ayrıca bu içerikler, kişilerin itibarını zedeleyip psikolojik baskıya neden olabiliyor.
"Nükleer Silah Gibi Tehlikeli"
Siber güvenlik uzmanı Gökhan Say, yapay zeka ile deepfake teknolojisinin birleşimini "nükleer silah kadar tehlikeli" olarak nitelendiriyor. Say'a göre, bu teknolojinin kontrolsüz yayılması hem bireyler hem de devletler için ciddi güvenlik tehditleri oluşturuyor. Gerçeğin ayırt edilemediği bir dijital ortam, demokrasi, ifade özgürlüğü ve sosyal barış için büyük bir tehdit haline gelebilir.
Dijital Gerçeklik Krizi Derinleşiyor
Yapay zekanın sunduğu fırsatlar kadar barındırdığı riskler de her geçen gün daha görünür hale geliyor. Eğlence amacıyla başlayan videolar, hızla manipülasyon ve dezenformasyon aracı haline dönüşüyor. Sosyal medya kullanıcılarının bu içeriklere karşı eleştirel medya okuryazarlığına sahip olması, toplumsal farkındalık açısından büyük önem taşıyor. Yapay zeka destekli videoların toplumsal etkileri giderek büyüyor. Gerçek ile sahte arasındaki sınırın silikleştiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu nedenle hem bireysel hem de kurumsal düzeyde dijital güvenlik bilinci oluşturulmalı ve yasal düzenlemelerle bu alandaki boşluklar acilen kapatılmalıdır. Aksi halde, bu teknolojiler yalnızca hayatı kolaylaştıran araçlar değil, aynı zamanda modern çağın en büyük tehditlerinden biri olabilir.
