Bu söylentilerin kamuoyunda infial yaratmasının ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), iddiaları yalanlayan resmi bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Bu haberler gerçeği yansıtmamaktadır” denilerek, Ticaret Bakanlığı tarafından böyle bir uygulama ya da düzenleme yapılmadığı açıkça ifade edildi.

Ticaret Bakanlığı’ndan Herhangi Bir Düzenleme Yok

DMM açıklamasında, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 54. maddesi ile Fiyat Etiketi Yönetmeliği kapsamında restoran ve kafe gibi işletmelerde müşterilerin oturma süresine göre ücretlendirilmesini öngören herhangi bir yasal düzenleme veya uygulama bulunmadığı vurgulandı. Bu açıklama ile birlikte kamuoyuna yayılan bilgilerin tamamen asılsız olduğu belirtildi.

Telefonu Evde Bırakarak Yürümek: Sessiz Bir Saatin Beklenmedik Etkileri
Telefonu Evde Bırakarak Yürümek: Sessiz Bir Saatin Beklenmedik Etkileri
İçeriği Görüntüle

Yanıltıcı Paylaşımlara Karşı Uyarı Geldi

DMM, vatandaşları sosyal medya platformlarında dolaşan bu tür asılsız haber ve söylentilere itibar etmemeleri konusunda da uyardı. Doğru ve teyitli bilgiye ulaşmak için yalnızca resmî kaynakların ve kurum açıklamalarının dikkate alınması gerektiği hatırlatıldı. Gerçek dışı içeriklerin, kamuoyunu yanıltma riski taşıdığına dikkat çekildi.

Sosyal Medyada Yayılan Haberler Gerçek Dışı

“Taksimetre uygulaması başlıyor”, “Masa başına saatlik ücret alınacak” gibi başlıklarla servis edilen haberlerin hiçbir yasal dayanağı olmadığının altı çizildi. Bu tür içeriklerin sosyal medyada hızla yayılması, dezenformasyonun etkisini artırdığı için özellikle dikkatli olunması çağrısında bulunuldu. Gerçek bilgiye ulaşmak için Ticaret Bakanlığı, DMM ve diğer ilgili kurumların açıklamaları takip edilmeli.

Bilgi Kirliliğine Karşı Dikkatli Olunmalı

Restoran ve kafelerde oturma süresine göre ücret alınacağı yönündeki iddialar tamamen asılsızdır. Herhangi bir bakanlık düzenlemesi ya da resmi uygulama bulunmamaktadır. Vatandaşların bilgi kirliliğine karşı duyarlı olmaları ve sadece doğrulanmış resmi açıklamalara güvenmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu tür söylentiler sadece kafa karışıklığına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda toplumda güvensizlik duygusunu da artırabilir.