Akseki’nin yüksek kesimlerinde mantar toplamaya çıkan Fatma Kara ve eşi Mehmet Kara, yabani alıç ağaçlarında alıç yerine farklı bir meyve bulunduğunu fark edince büyük şaşkınlık yaşadı. Kara, gördükleri karşısında şaşırdıklarını belirterek, Toroslar’ın insan eli değmemiş bölgelerinde onlarca aşılanmış ağaç tespit ettiklerini söyledi. Doğal ortamın hiç bozulmamış olmasının, bu meyvelerin tamamen temiz ve organik şekilde yetişmesini sağladığını vurguladı.
Bölge Halkının Aktardığı Gizemli Hikâye
Kara ailesinin merakı kısa sürede bölge halkına yönelttiği sorularla yanıt buldu. Yörede yaşayanlara göre yıllar önce kimliği bilinmeyen bir hayırsever, insanların yararlanması amacıyla dağın iç kesimlerinde çok sayıda yabani ağacı aşıladı. Ancak o kişinin kim olduğu, nerede yaşadığı ya da bugün hayatta olup olmadığı bilinmiyor. Buna rağmen yöre halkı, bu iyilik sahibinin ismini öğrenemese de ona duydukları minneti her fırsatta dile getiriyor.
Organik ve Şifalı Bir Dağ Meyvesi
Beşbıyık meyveleri, bölge halkı tarafından “doğal şifa kaynağı” olarak tanımlanıyor. Egzoz dumanının, tarımsal ilaçların ve gübreleme faaliyetlerinin olmadığı yüksek rakımlı bölgelerde tamamen doğal şartlarda yetişen meyveler, lezzetiyle de dikkat çekiyor. Kara, meyveleri topladıklarında tadına baktıklarını ve çok beğendiklerini ifade ederek, keşiflerinin kendilerini hem şaşırttığını hem de duygulandırdığını söyledi.
Aşılanmış Ağaçların Sayısı Beklenenden Fazla
Dağlık bölgelerde yapılan incelemelerde 30–40 civarında aşılanmış ağaç bulunduğu ifade ediliyor. Bu sayı, hayırseverin uzun bir süre boyunca bilinçli ve sistematik bir çalışma yürüttüğünü ortaya koyuyor. Yörükler ve çobanlar da zaman zaman bu ağaçlara rastladıklarını belirtirken, kimsenin hayırseverin izine rastlayamadığını aktarıyor. Yöre halkı, bu davranışın gerçek bir doğa ve insan sevgisinin göstergesi olduğunu düşünüyor.
Pazardaki Satışlar ve Bölge Ekonomisine Katkısı
Beşbıyık meyvesi, bugün Akseki pazarında hem yerli halk hem de ziyaretçiler tarafından ilgi görüyor. Doğal oluşu ve nadir bulunması, fiyatının 100–150 lira bandında seyretmesine neden oluyor. Bu dağ meyvesi sayesinde bazı aileler ek gelir elde ederken, bölgedeki tarımsal çeşitliliğe de katkı sunuluyor. Yöre halkı, bu meyvelerin ileride daha bilinçli bir şekilde korunmasını ve çoğaltılmasını umut ediyor.
Yıllar Sonra Bile Minnetle Anılan Bir İyilik
Toros Dağları’nın derinliklerinde yaşayan bu hikâye, doğaya yapılan bir iyiliğin yıllar geçse de karşılık bulabileceğinin en somut örneklerinden biri olarak görülüyor. Kimliği bilinmeyen hayırsever, geride yalnızca meyve veren ağaçlar değil, aynı zamanda bölge halkının hafızasında yer eden bir minnet duygusu da bıraktı. Bölge sakinleri, "Allah razı olsun, öldüyse mekanı cennet olsun" diyerek bu gizemli kişiyi hayırla anıyor.
Torosların iç kesimlerinde sessizce büyüyen bu ağaçlar, hem doğanın cömertliğini hem de insanın geride bırakabileceği güzel izleri hatırlatıyor. Kimliği bilinmeyen hayırseverin başlattığı bu iyilik zinciri, bugün bölge halkı için hem ekonomik hem de manevi bir değer taşımaya devam ediyor.
