Kızılöz köyünde yaşayan Özçanak, okul yıllarından bu yana arıcılığa ilgi duyuyordu. Bu merak, onu 15 yıl önce bir kendisine, bir de arkadaşı için iki kovan almaya yöneltti. Aynı yıl koloni sayısını 10’a, ertesi yıl ise 17’ye çıkararak üretime düzenli bir şekilde devam etti. Zamanla arıcılık bilgisini artıran Özçanak, arı bakımından ana arı üretimine kadar tüm süreçleri öğrenerek profesyonel bir üretici seviyesine ulaştı.
Kendi Ana Arısını Üretme Gerekliliği
Her arıcının kendi ana arısını üretmesi gerektiğini vurgulayan Özçanak, dışarıdan ana arı temin etmenin maliyetli olduğunu ifade ediyor. Sürdürülebilir arıcılıkta sakin, verimli ve oğul eğilimi düşük arılarla çalışmanın önemli olduğuna dikkat çekerek, kendisi için uygun bir arı ırkı belirlediğini ve tüm üretimini bu ırk üzerine kurduğunu söylüyor. Bu yaklaşım, onun hem maliyetleri düşürmesini hem de kaliteli üretim yapmasını sağladı.
Türkiye Genelinde Artan Talep
Yoğun talep üzerine önce yakın çevresine ana arı satışı yapan Özçanak, daha sonra sosyal medya üzerinden Türkiye’nin dört bir yanından sipariş almaya başladı. Bugün, elindeki 100 ila 200 arasındaki koloni ile yılda yaklaşık bin ana arı üreterek farklı illere gönderim yapıyor. Bu sayı, küçük bir hobi olarak başlayan girişimin artık geniş çaplı bir üretim faaliyetine dönüştüğünün önemli bir göstergesi.
Kargoyla Gönderimde Özel Tedbirler
Ana arı satışının büyük bölümü kargo yoluyla gerçekleştiği için taşıma süreci büyük bir önem taşıyor. Özçanak, arıların yüksek sıcaklıklardan etkilendiğini belirterek gönderim sırasında dikkatli olunması gerektiğini ifade ediyor. Kargolama aşamasında uygun sıcaklık, doğru hava akışı ve güvenli taşıma yöntemleri ile arıların sağlıklı bir şekilde alıcıya ulaşması sağlanıyor. Bu hassasiyet, müşteri memnuniyetini artıran en önemli unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.
Arıcılıkta Körüğün Önemi
Özçanak, arıcılıkta sıkça kullanılan körüğün neden gerekli olduğunu da açıklıyor. Arıların üzerine duman verildiğinde kolonide olası bir yangın ihtimaline karşı içgüdüsel olarak bal tüketmeye başladıklarını, kursaklarını dolduran arıların ise kınını kıvıramadığı için sokma refleksini kaybettiğini söylüyor. Bu yöntem, hem arıcı hem de arılar için güvenli bir çalışma ortamı oluşturuyor.
Başarı Hikâyesinin Ardındaki Azim ve Emek
Bugün Türkiye’nin pek çok iline ana arı gönderen Bayram Özçanak, elde ettiği başarının ardında azim, sürekli öğrenme ve üretim disiplini olduğunu vurguluyor. Bir kovanla başlayan yolculuğun 200 koloniye ulaşması, arıcılığa ilgi duyanlar için hem ilham verici hem de sektörün potansiyelini gösteren önemli bir örnek niteliği taşıyor.
Bu başarı hikâyesi, doğru yöntemler ve kararlı bir çalışma ile küçük bir hobinin bile ülke çapında karşılık bulan bir üretim alanına dönüşebileceğinin güçlü bir kanıtı olarak öne çıkıyor. Özçanak’ın çalışmaları, arıcılık sektörünün sürdürülebilir ve bilinçli uygulamalarla daha da gelişebileceğini gösteriyor.
